GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
25 Eylül 2018 Salı 19:31

Kocaoğlu’ndan tarihi törende anlamlı mesaj:  Sen çok yaşa İzmir!

Kocaoğlu, “Bu kentin 150 yıllık belediyecilik tarihinde 15 sene başkanlık yapmak ve yüzünün akıyla, istediği saatte tek başına özel arabasıyla istediği noktaya gidebilme mutluluğuna nail oldum ben. İyi ki varsın İzmir! Bana mutlulukların en büyüğünü tattırdın. Sen çok yaşa İzmir” dedi.

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Mavişehir’de yapılacak olan opera binasının temel atma töreni gerçekleşti.

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun önemli mesajlar verdiği programa, Romanya Başkonsolosu Miora Stefen, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, İzmir Devlet, Opera ve Bale Sanatçısı Aytül Büyüksaraç, iş dünyasının temsilcileri, mimarlar,  sanatseverler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

İzmir Devlet Opera ve Bale Korosu ve Orkestrası Şefi Tolia Gagliardo ise törene katılan kalabalığa müzik ziyafeti yaşattı.

TÖRENE DAMGA VURAN SÖZLER: SEN ÇOK YAŞA İZMİR!
Programa İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun sözleri damga vurdu. Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, opera sanatına özel ilk yapım olarak tarihe geçecek binanın temel atma töreninde “Bu kentin 150 yıllık belediyecilik tarihinde 15 sene başkanlık yapmak ve yüzünün akıyla, istediği saatte tek başına özel arabasıyla istediği noktaya gidebilme mutluluğuna nail oldum ben. İyi ki varsın İzmir! Bana mutlulukların en büyüğünü tattırdın. Benim yaşamımı, ömrümü anlamlı kıldın. Sen çok yaşa İzmir, sen çok yaşa İzmirli hemşerilerim” diye konuştu.

ADI BELLİ: OPERA İZMİR!
“Bu müstesna projeye katıldığını için herkese hoş geldiniz diyorum” sözleriyle konuşmasına başlayan Başkan Kocaoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde opera olarak projelendirilmiş ilk ve tek proje… Peki geriye gittiğimizde Osmanlı’da var mı? O da yok. Paris Operası 1875’te, Viyana 1876, Milano 1778’de Budapeşte 1884’te, Sydney 1973’te yapılmış. Ve Türkiye’de ilk defa burada gerçekleştiriliyor. Proje konusunda Aytül Büyüksaraç jüri üyesi olduğu için çok sağlıklı ve eksiklerinin olmadığını belirtti. Türkiye’de ilk defa opera besteleyen Ahmet Adnan Saygun’dur. Onun adını karşı kıyıdaki konser salonuna verdik. O da Türkiye’de bir ilktir. Oradan buraya, yani İzmir’in iki yakasına kültür sanat taşıyoruz. Umuyorum en kısa zamanda biter ve hep birlikte burada operalar izleriz. Adı ne olsun diye arkadaşlarla konuştuk. Biz bir farklılığımız olsun istedik. Fuar İzmir’i kurduk, buraya da Opera İzmir diyelim dedik. Kongre İzmir, Tiyatro İzmir gelecek ve bu böyle devam edecek. İzmir’in farklı kültür sanat etkinlikleri artarak devam edecek” dedi.

İZMİR’E HAS UYGULAMALARIN BİR ÖRNEĞİ BURADA UYGULANDI
Kocaoğlu ayrıca, “Bugün iki tane can sıkıcı haber vardı. Bir tanesi bu opera ihalesinin yandaşa verildiği konusunda bir gazete haberiydi. Bir diğeri de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığını Akdeniz’de bir ilden öğrensin, örnek alsın şeklindeydi. İhaleye çıkıldı, birincide müracaat eden olmadı. İkinci ihalede yeterliliği olan firma şu an ihaleyi alan yüklenici firma Kamu İhale Kurumu (KİK) tarafından ihalemiz iptal edildi. Firma, Kamu İhale Kurumu’nu mahkemeye vererek ve mahkemeyi kazanarak mahkeme sonuçlandı. Çoğu ihalemizde olduğu gibi… Çoğu ihalemizde kamu ihale kurumunun engelleyici olarak kullanıldığı İzmir’e has uygulamaların bir örneği de burada uygulandı” diye konuştu.  

ANTALYA ÖRNEĞİNE ÇOK SERT TEPKİ: İSTANBUL, ANKARA, BURSA VE DİĞERLERİ NEREDE?
İktidar mensuplarının Antalya örneği üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni hedef almalarına değinen Kocaoğlu, “O güney ilimize benzemek konusundaki istek benim çok garibime gitti. Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya vs gidiyor. İstanbul’da belediyecilik var mı? 15 sene başkanlık yapan beyefendi şimdi nerede? Ankara’daki beyefendi nerede? Bursa’da 15 yıla yakın başkanlık yapan beyefendi nerede? Ve diğerleri nerede? Ellerinde bir tane seçilmiş belediye başkanı kaldı. Başka örnek gösterecekleri bir yer yok. O örnek de nasıl bir örnekse… İzmir’i suçlamak için örnek göstermeye çalışıyorsunuz. Ben sadece tebessüm etmekle bakıyorum. İzmirli ve bizler hep beraber doğruyu bulacağız” dedi.

BİZİM ÜLKEMİZE OPERA DA MATBAA GİBİ 250 YIL SONRA GELİYOR
Kocaoğlu, “Bizim ülkemize matbaa 250 yıl sonra geldiyse opera da 250 sene sonra geliyor. Aynı matbaa gibi. Dünyanın en açık kentine geliyor. İzmir farkı. İzmirli hemşerilerimiz bunu fazlasıyla katbekat hak ediyor. Opera lüks görünebilir, konser salonu, tiyatro lüks görülebilir ama sanat olmadan kültür sanat kenti olmadan o kentte turizmden, hizmet sektöründen, kongrecilikten, fuarcılıktan bahsetmek mümkün değildir. Kentin gelişmesi, kalkınması için çevre yatırımlarını yapmazsanız sağlıklı bir kenti sunamazsınız. Havai toprağınızı korumazsanız gelecek konuklara sağlıklı gıda sunamazsınız. Türkiye’de çevre yatırımları konusunda çok ama çok açık ara lider kentiz” diye konuştu.

ELEŞTİRİLERE CEVAP: İNSAF DİNİN YARISI!
Hükümet kanadından gelen eleştirilere üstü kapalı cevap veren Kocaoğlu, “Kuş cennetine gözümüz gibi baktık. Bizim size ihtiyacımız yok dediler. Elimizden aldılar. Şimdi de bakmıyorlar! Bir kentin yaşanılabilir olması için ulaşım önemli. Trafik var diyorlar. Yazın İzmir’de trafik vardı, okullar açıldı trafik yok. Kış tarifesi başladı, millet yazlıklardan döndü, trafik rahatladı. Nasıl oldu bu iş? Trafik polisi görev yaparsa İzmir’de en az 10 sene daha trafik problemi olmaz. Tramvay yapıyorsun, bir şeridi kullanıyorsun. O şerit zaten otopark olarak kullanılıyordu. Şimdi tek şeritten hem tramvay hem araçlar gidiyor. Otoparkı engellersen trafik kalmıyor. Bir kent düşünün hiçbir yerden merkezi hükümet de dahil olmak üzere kimseden bir kuruş almadan 11 kilometrelik hattı 180 kilometreye çıkardık.  70 bin yolcuyu 850 bin yolcuya çıkarmış, bunu kendi gücüyle yapmış. Bu kent İzmir’den başkası olamaz. İzmirlilerden başkası bunu yapmaz. Konuşmak, eleştirmek kolay. Her eleştirinin başımızın üstünde yeri var. Bilgi alıyoruz. Eleştiriler bizi besliyor, bir şey demiyorum. Ama bizde bir laf var; insaf dinin yarısı. Bugünlerde üzerimize yağmur gibi geliyorlar. Sadece bana değil, belediye başkanlarımıza da… Sizler müdafaa edeceksiniz, koruyacaksınız, sizler bize sahip çıkacaksınız. Bizler faniyiz, tek başımıza birer adamız. Nasıl seçtiyseniz sizler koruyacaksınız. Bu tür ayak oyunları, manipülasyonlar biteviye yapılacak. Biz İzmir modeli dediğimizde sadece tarımda iş yapmadık. Sanayiyi de kalkındırdık, alt yapı eksikliklerini tamamladık. Hizmet sektörünü, turizmi baştan yarattık. Bugün İzmir’e gelen turist sayısı 1 milyonu aşıyorsa İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZTAV’ın yaptığı tanıtım faaliyetleri İZFAŞ’ın İzmir’i milyonlarca liraya tanıtmasının karşılığıdır” açıklamasında bulundu.

İYİ Kİ VARSIN İZMİR!
“Hiç bitmeyen oyun İzmir’de yine oynanacak yine tekrarlanacak” diyen Kocaoğlu, “Uyanık olmak zorundayız. 15 yıldır bu kenti yönetiyorum. Büyük hata yapmamak için aşırı özen gösterdim. Bugüne kadar da büyük hata yapmadım. Ama çok proje yaptım, mutlaka hatalarımız olmuştur. Bugüne kadar hiçbir gazeteciye, hemşerime bir şey söylemedim, yargıya vermedim. Eleştirileri olduğu gibi sineme çektim ve devam edeceğim. İzmir Türkiye’nin en aydınlık kentidir. İzmirliler Türkiye’nin en aydınlık insanlarıdır. Biz birbirimize dayandığımız müddetçe, biz ulu önderimizin ilke ve inkılaplarından ayrılmadığımız sürece İzmir Atatürkçülük, cumhuriyetçilik, laiklik bayrağını dalgalandırmaya devam edecektir. Kimsenin başarmadığını başarmaktır, ilki yapmaktır, o cesareti göstermektir. Tarım politikasıyla Türkiye’ye örnek olduk. Kentsel dönüşüm diye bir laf vardır. İlk adil uygulayan ve kentsel dönüşüm modeli gerçekleştiren biziz. Ayın 29’unda Uzundere’de ilk kentsel dönüşüm binamızın tapu ve ev teslimini gerçekleştireceğiz. Doğruyu yapmak, vatandaşın hakkını hukukunu korumak, iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmak, kenti böyle yönetmek, eğilmemek, bükülmemek, hiçbir maddi ve manevi güç karşısında eğilmemek… Biz bunu yapıyoruz. Bu kentin 150 yıllık belediyecilik tarihinde 15 sene başkanlık yapmak ve yüzünün akıyla, istediği saatte tek başına özel arabasıyla istediği noktaya gidebilme mutluluğuna nail oldum ben. Bunu İzmirli hemşerilerim sayesinde yaptım. Bu onuru, gururu, yaşam boyu ben, benden sonra çocuklarım, torunlarım yaşayacak. İyi ki varsın İzmir! Bana mutlulukların en büyüğünü tattırdın. Benim yaşamımı, ömrümü anlamlı kıldın. Sen çok yaşa İzmir, sen çok yaşa İzmirli hemşerilerim” diye konuştu.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANIMIZ İS DEĞİL İZ BIRAKTI!
Ev sahibi sıfatıyla kürsüye gelen Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ise, “İlklerin kenti İzmir, İzmir’in incisi Karşıyaka… Bugün Karşıyaka’da doğrudan opera amaçlı yapılan ilk binanın temelini atıyoruz. Atatürk söylemiştir; Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. ‘Sanatsız kalan toplumun hayat damarlarından bir tanesi kopmuştur’ anlayışıyla yerel yöneticiliği yerine getirmeye çalışıyoruz. Sanatın bu kadar toplumdan uzaklaştırıldığı, sevgisizleştirilen toplumu, yaşam damarının son yıllarda koparılmış olmasının temelidir. ‘İzmir’de ne yapıyorsunuz?’ diye soranlara; ‘opera binası temeli atıyoruz, evrensel çocuk müzesi, spor alanları, kültür merkezleri kazandırıyoruz’ diyoruz. Ben de bir hayalle başladım. Belediye başkanlarının en büyük özelliği hayal kurmasıdır. Sayın büyükşehir belediye başkanımız da birçok hayalini gerçekleştirdi. İs değil iz bıraktı. Bizim de bir ilçe belediyesi ölçeğinde bir şey yapmak gerekiyordu. Karşıyaka Belediyesi Oda Orkestrası’nı hayata geçirdik. Türkiye’nin gururu haline geldi. Bunda sanatçılarımızın çok büyük emeği var. Bugün Karşıyaka’mızda temeli atılan bu binada muhteşem eserler için buraya gelecek. Türkiye’de böyle bir salon yok. Biz de ev sahipliği yapacağız. Belediye başkanları çok kolay eleştirilir. Hizmet ederken hep eleştirildik. Toplumu suçlamadan önce o eleştirileri yapanları topluma havale ediyorum. Bir gün eleştirenler bizi anlayacaktır” dedi.   

BU BİZİM İÇİN BİR RÜYA, 36 YILDIR HAYALİMİZ GERÇEKLEŞİYOR!
İzmir Devlet, Opera ve Bale Sanatçısı Aytül Büyüksaraç, “Bugün bizim için bir rüya. 36 yıldır beklediğimiz hayalin gerçekleşmekte olduğu gün bugün. İzmir Büyükşehir Belediyesi 2010 yılında projesini mimari yarışmasıyla belirlediği, Avrupa’nın sayılı örneklerinden olacak opera binasının temelini atıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nde operaya özel ilk yapım olarak tarihe geçecek. Emeği geçenlere şimdiden teşekkür ediyoruz. Bu binada hemen her şey düşünülmüş ve planlanmış. Sadece zaman gerekiyor. En büyük dileğimiz sürenin kısa olmasıdır. Çağdaş bir yapıda olması gereken her şey var. Bizi bu binaya kavuşturacak olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu önünde saygıyla eğiliyorum. Sanatçılar adına binlerce defa teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

PROJE BİLGİLERİ

CUMHURİYETİ TARİHİNDE BİR İLK!
İzmir Opera binasının yapımını Sydney, Londra, Berlin, Kopenhag, Moskova ve Şangay'daki opera ve tiyatro binaları gibi dünya çapında eserlere imza atan Avusturyalı Waagner-Biro'nun da yer aldığı konsorsiyum gerçekleştirecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi, projesini 'Ulusal Mimari Yarışması' ile belirlediği, mimarisi ve teknik donanımı ile Avrupa'daki sayılı örnekler arasında yer alacak yeni opera binasının temelini attı. Türkiye Cumhuriyet tarihindeki "opera sanatına özel" ilk yapım olarak tarihe geçecek.

8 AYDA TEMEL İNŞAATA ULAŞILACAK
Karşıyaka Mavişehir’de yer alacak Opera Binası, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 25 bin metrekarelik arazisi üzerine kurulacak. Opera binasında yerin 22.5 metre derinliğinde zemin iyileştirme işlemleri sürüyor. 130 kişiyle aralıksız devam eden bu çalışmalarda 2 diyafram aleti, 2 ground makinesi, 4 vinç, 3 kazıcılı iş makinesi ve 6 kamyon kullanılıyor. Ayrıca yatay ankrajlarla zemine çimento enjeksiyonu yapılıyor. Fore kazık uygulamalarıyla temelin ıslah edildiği çalışmalar sonucunda, 8 ay gibi bir sürenin ardından betonarme temel inşaatına ulaşılacak.

163 YILLIK DÜNYA DEVİ
Mimarisi, sahne tasarımı ve eşsiz konumuyla dünyadaki örnekleri arasında öne çıkması hedeflenen İzmir'in opera binasının yapımını üstlenen Çağdan Müh. Müt.San.ve Tic.A.Ş. & Waagner-Biro Austria Stage Systems AG Konsorsiyumu, ihaleyi 429 milyon TL'lik teklifiyle kazandı.  Konsorsiyumda yer alan Waagner-Biro, merkezi Viyana'da bulunun 163 yıllık bir inşaat firması. Sahne teknolojisi, çelik-cam teknolojisi, köprüler ve özel makineler gibi alanlarda uzmanlaşan Waagner-Biro, 1854 yılından bu yana dünyanın dört bir yanında sembolleşen sanat mekanlarına imza attı. Sydney, Venedik, Viyana, Berlin, Kopenhag, Moskova, Buenos Aires, Rio, Seul, Şangay gibi kentlerin opera ve tiyatro binaları, Avusturya firmasının en çok tanınan eserleri arasında yer alıyor.

MİMARİSİ İLE PARMAK ISIRTACAK
2010 yılında Ulusal Mimari Proje Yarışması ile projesi belirlenen mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi'ne ait alanda yükselecek opera binası,  sahip olduğu mimari özellikleri ve teknik donanımıyla uluslararası alanda da ön plana çıkacak. İzmir, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nin ardından Avrupa'nın en önemli sanat binalarından birine daha kavuşmuş olacak. Bu muhteşem yapıda 1435 kullanıcı kapasiteli ana salon ve sahneler, 437 seyirci kapasiteli küçük salon ve sahnesi, prova salonları, opera bölümü, bale bölümü, 350 seyirci kapasiteli avlu-açık performans alanı, atölyeler ve depolar, ana hizmet birimleri, idare bölümü, genel tesisler, teknik merkez ve 525 araç kapasitesine sahip otopark yer alacak. Tesis yaklaşık 73 bin 800 m²’lik inşaat alanına sahip olacak.

KÖRFEZ MANZARASI, TRAMVAY BAĞLANTISI
Binanın ön fuaye olarak adlandırılan bölümü ise kitapçısı, opera dükkanı, bistrosu ve bilet gişesi ile bütün gün açık tutulan sosyal bir mekan olarak tasarlandı. Fuayenin önünden geçen yol üzerinde otopark, toplu taşıma durağı, araba ve taksi cepleri düzenlenecek. Denize bakan meydan ve caddeden iki ayrı giriş olacak. Bilet kontrolünü takiben vestiyer, asansörler ve ana fuayeye çıkan geniş merdivenlere ulaşılacak. Ana fuaye denizden gelen düzlemin yükselerek yapının içine girdiği yer olarak planlandı. İrtifadan dolayı deniz ile arasındaki mesafenin görsel olarak kapanmasıyla bu bölüm körfez manzarasına açılacak. Opera binasının ayrıca tramvay hattı bağlantısı da bulunuyor. Sahnenin gerisinde, arazinin derinliğinin izin verdiği ölçüde düz ayak yapılandırılmış üretim alanı olacak. Buradaki ofisler, atölyeler, çalışma ve prova odaları bir avlu etrafında toplanacak. Farklı girişlerden beslenen bu bölümde iç atriumlar oluşturulacak, çalışanlar için sosyalleşme imkanları yaratılacak.